19 Ekim 2007 Cuma

Güven Yaratıcı Önlemler Paketi

Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs sorununa BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu nezdinde kapsamlı bir çözüm bulma çabalarına bağlı kalmaya devam etmektedir. Bu amaç doğrultusunda, bazı Güven Yaratıcı Önlemler’in uygulanmaya başlanmasının kapsamlı çözüme yönelik anlamlı müzakerelerin başlaması için gerekli olan zemini hazırlamaya yardımcı olacağına inanmaktayız. 6 Temmuz 2006 tarihli mektubumuzda aşağıdaki Güven Yaratıcı Önlemleri önerdik:1. Dekonfrontasyon: BMBG ile, “1989 Unmanning (Askerlerin Karşılıklı olarak Çekilmesi) Anlaşması”‘nın, Haziran 1996 tarihinde BMBG tarafından sunulan güncelleştirilmiş öneriler temelinde, ara bölgede iki tarafın birbirine yakın mesafede olduğu yerleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi amacı ile yoğun görüşmeler yürütülmesi.2. Askeri Tatbikatlar: Her iki taraftaki askeri otoritelerin ara bölgenin görüş ve işitme menzili boyunca veya yakınlarında mekanize ve muharebe tank bölüklerini içeren askeri tatbikat gerçekleştirmekten kaçınması. Bu alanın ara bölgenin 1.5 kilometre kuzey ve güneyine doğru genişletilmesini öneriyoruz. 3. Lokmacı (Ledra Caddesi) geçiş noktası: Lokmacı geçiş noktasının açılmasının tamamlanması için BMBG ile işbirliği yapılması. Kıbrıs Türk tarafı, bu geçiş noktasının açılması için bugüne kadar açılmış olan diğer geçiş noktalarında uygulanmış olan prosedürlerin aynısını uygulamaya hazırdır ve bu yönde bir öneri de sunmuştur. Geçiş noktasının açılması için hiç bir ön şart ortaya konmayacaktır.4. Uzlaşma Komisyonu: Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkı arasında anlayış, hoşgörü ve karşılıklı saygıyı teşvik etmek için ilerlemeye ve geleceğe yönelik bir bakış açısı ile görev yapacak olan bir Uzlaşma Komisyonu’nun kurulması. Uzlaşma Komisyonu eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum’dan oluşacaktır.Bu önlemlere ek olarak, aşağıdaki Güven Yaratıcı Önlemleri de öneriyoruz:5. Yeni geçiş noktaları ve geçitler:Lokmacı geçiş noktasının açılmasından sonra;(a) Yeşilırmak (Limnitis) geçiş noktasının açılması(b) Erenköy’e gidiş ve dönüşlerde serbest geçişin temin edilmesiBu Güven Yaratıcı Önlem maddesi uzun zamandır askıda olan Yiğitler (Arsos) - Pile (Pyla) yolunun daha fazla gecikmeden tamamlanacağını varsaymaktadır. Kıbrıs Türk tarafı BM’in, özellikle bu konuda, taraflara karşı olan muamelesinde uzun zamandır adaletsiz bir tutum sergilediği görüşündedir. Bilindiği gibi, BMBG’nün Voroklini (Voraglini) - Pile (Pyla) yolunun tamamlanması için izin vermiş olması Pile sakini Kıbrıslı Rumlara büyük bir kolaylık sağlamıştır. Köyün Kıbrıslı Türk sakinleri için aynı kolaylığın sağlanmasına karşı çıkılması, Kıbrıslı Türklerin Pile sakini Kıbrıslı Rumlara karşı dezavantajlı konuma düşmelerine neden olmaktadır.6. BMBG vasıtasıyla işbirliği: Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafıyla ortak konularda işbirliği yapmak yönündeki isteksizliği göz önüne alındığında, BMBG’nün insan kaçakçılığı, narkotik ve yasa dışı faaliyetler gibi sınır ötesi konular dahil olmak üzere iki taraf arasında işbirliği gerektiren alanlarda arabulucu olarak eşit düzeyde görev yapması.16 Ekim, 2007New York.

9 Ekim 2007 Salı

Dışişleri Bakanı Kırgızistan`a gitti

Dışişleri Bakanı Erato Kozakou –Markoulli Kırgızistan’a gerçekleşeceği ziyaretin “önemli” olduğunu ve ziyareti sırasında ülkenin Başbakanı, dışişleri bakanı ve diğer üst düzey yetkilileri ile görüşeceğini söyledi. Bakan, Kırgızistan ziyaretinin işgal rejim ile Kırgızistan arasındaki ilişkileri bozmayı hedeflediyi yönünde Kıbrıs Türk basınında çıkan haberlerle ilgili bir soruya yanıt vererek, ziyaretinin amacının Kıbrıs ile Kırgızistan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi olduğunu belirtti.

http://www.cna.org.cy/website/turkish/announcedisplay2.asp?id=2

Haber GKRY kaynaklıdır.Kullanılan terimler Kıbrıs Notları blogunun görüşlerini yansıtmaz

Rumlar KKTC-Suriye seferlerinden rahatsız

KKTC ile Suriye arasında yapılacak gemi seferlerini engelleme yönünde sonuç alamayan Rum yönetimi, Gazimağusa ve Lazkiye limanları arasında yapılacak gemi seferleriyle ilgili Suriye’den açıklama istedi.KKTC ile Suriye arasındaki gemi seferlerinin, Ramazan Bayramı’nda düzenlenecek özel seferlerle başlayacak olması Kıbrıs Rum yönetimini endişelendiriyorRum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’e bir mektup göndererek, Gazimağusa ve Lazkiye limanları arasındaki seferler hakkında açıklama talebinde bulundu.Söz konusu gemi seferlerinin yasadışı olduğunu öne süren Markulli, ilgili mektubu dün, güney Lefkoşa’daki Suriye Maslahatgüzarı Nader’e verdi.Markulli, Muallim’e, Suriye hükümetinin, Gazimağusa limanı ile Lazkiye arasındaki seferlerin iptal edilmesine karar verip vermediğini sorarak, yanıt talep etti.Seferlerle ilgili Rum yönetiminin endişelerini dile getiren Markulli, Suriye Dışişleri Bakanı’na, Suriye’ye gelecek ziyareti sırasında, iki ülke arasındaki işbirliğini daha fazla geliştirmeyi arzuladığını belirtti.Rum Bakan, mektubunda, “Enerjimizi ve zamanımızı bu tür eylemlerin yarattığı sorunları görüşerek harcamak yerine iki ülkeyi birleştirecek tüm bu konuları görüşmeyi ümit ediyorum” ifadesine yer verdi.GEMİ SEFERLERİNİN AYRINTILARIRamazan Bayramı dolayısıyla arife günü ve bayramın 3. günü Lazkiye’ye özel sefer düzenleyecek. Gazimağusa-Lazkiye arasında Perşembe ve Cumartesi günleri yapılacak tarifeli seferler ise 18 Ekim’de başlayacak.Bayrama özel seferlerde deniz otobüsü saat 09.00’da Gazimağusa Limanı’ndan ayrılacak, aynı gün saat 16.00’da Lazkiye’den hareket edecek. Gazimağusa-Lazkiye arasındaki seferler 3 saat 10 dakika sürecek.18 Ekim’de başlayacak tarifeli seferler ise Perşembe ve Cumartesi günleri yapılacak. Perşembe günü saat 09.00’da Gazimağusa’dan ayrılacak deniz otobüsü, aynı gün saat 16.00’da KKTC’ye dönmek üzere Suriye’den hareket edecek.Cumartesi gerçekleşecek seferlerde ise dönüş Pazar günü yapılacak.297 yolcu kapasiteli katamaran tipi deniz otobüsleriyle gerçekleştirilecek Gazimağusa-Lazkiye arasındaki gemi seferlerinin gidiş-dönüş toplam bedeli 100 ABD Doları. 0-4 yaş grubundan ücret alınmayacak seferlerde, gidiş-dönüş biletleri çocuklara 50, öğrencilere 75 dolara satılacak.KKTC PASAPORTU KULLANILABİLECEKSuriye’ye KKTC pasaportu ve vizeyle girilebilecek. KKTC vatandaşları, Akgünler Denizcilik Şirketi’nin düzenlediği paket turlardan yararlanmaları halinde Suriye’ye vizesiz de girebilecek.“Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportuna da vize talep edilecek, ancak vize ücreti kullanılacak pasaporta göre değişecek. Vizeler, ülkeye giriş yaparken sınır kapılarında alınabilecek.

http://www.ntv.com.tr/news/422399.asp

6 Ekim 2007 Cumartesi

Kıbrıs Suriye ile işgal bölgesi arasındaki feribot seferlerini yakından izliyor

İşgal altındaki bölge ile Suniye arasında yeni feribot seferleri yapılacağı yolunda çıkan basın haberleri üzerine açıklamada bulunan Kıbrıs Hükümeti Sözcüsü Vasilis Palmas hükümetin konuyu yakından izlediğini elinden gelen her şeyi yapmakta olduğunu vurguladı. Sözcü feribot seferleriyle ilgili Kıbrıs Türk basın haberleri hakkında Hükümetin bilgi sahibi olduğunu açıkladı.“Suriye hükümetiyle her düzeyde temasın devam” ettiğini savunan sözcü, “Suriye ile olan geleneksel ve köklü ilişkilerin devam edeceğini” vurguladı.

http://www.cna.org.cy/website/turkish/announcedisplay2.asp?id=1 Haber GKRY kaynaklarından alınmıştır.Bu sebeble KKTC'den İşgal bölgesi olarak bahsetmektedir.Kıbrıs Notları Blogu bu tanımlamaya taraf değildir.

Rum genci KKTC üzerinden kaçıyor

AA - LEFKOŞA - Rum gençlerin askere gitmemek için, altı aylık erteleme aldıktan sonra ülke dışında üniversite eğitimi görmek üzere KKTC'nin Ercan Havaalanı'nı kullanarak kaçtıkları anlaşıldı. Rum Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Petros Kareklas, dün, Rum Meclisi Savunma Komitesi'nde, celpleri gelmiş gençlerin askerlikten kaytarmak için KKTC üzerinden yurtdışına kaçtıklarını söyledi. Celpleri gelenler, Milli Muhafız Ordusu'ndaki (RMMO) görevleri için altı ay erteleme alarak, psikolojik sorunlar başta olmak üzere sağlık sorunlarını bahane edip yurt dışındaki üniversitelere kayıt yaptırıyor. Kendilerine bir altı ay daha erteleme ve yurtdışına çıkış izni verilmemesi ihtimali yüzünden çareyi adayı KKTC üzerinden terk etmekte buluyor. Kareklas, "Biz bu kişileri kaçak ilan ediyoruz. Ama tutuklanmamak için 'Kıbrıs'a gelmiyorlar" dedi. Eğitim için yurtdışına giden ve tehir sürelerinin bitiminde dönmeyenler yoklama kaçağı ilan ediliyor.

http://213.243.28.21/haber.php?haberno=234917

5 Ekim 2007 Cuma

KKTC - Suriye gemi seferleri başlıyor

Akgünler Denizcilik Şirketi, Ramazan Bayramı dolayısıyla arife günü ve bayramın 3’üncü günü KKTC ile Suriye arasında özel sefer düzenleyecek. Tarifeli seferler ise 18 Ekim'de başlayacak.Bayrama özel seferlerde deniz otobüsü saat 09.00'da Gazimağusa Limanı'ndan ayrılacak, aynı gün saat 16.00'da Lazkiye'den hareket edecek. Gazimağusa-Lazkiye arasındaki seferler 3 saat 10 dakika sürecek. Şirketin 18 Ekim'de başlayacak tarifeli seferleri ise perşembe ve cumartesi günleri yapılacak. Perşembe günü saat 09.00'da Gazimağusa'dan ayrılacak deniz otobüsü, aynı gün saat 16.00'da KKTC'ye dönmek üzere Suriye'den hareket edecek. Cumartesi gerçekleşecek seferlerde ise dönüş pazar günü yapılacak. 297 yolcu kapasiteli katamaran tipi deniz otobüsleriyle yapılacak Gazimağusa-Lazkiye arasındaki gemi seferlerinin gidiş-dönüş toplam bedeli 100 ABD Doları. 0-4 yaş grubundan ücret alınmayacak seferlerde, gidiş-dönüş biletleri çocuklara 50, öğrencilere 75 dolara satılacak. KKTC pasaportu kullanılabilecek Suriye'ye KKTC pasaportu ve vizeyle girilebilecek. KKTC vatandaşları, Akgünler Denizcilik Şirketi'nin düzenlediği paket turlardan yararlanması durumunda Suriye'ye vizesiz de girebilecek. "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportuna da vize istenecek, ancak vize ücreti kullanılacak pasaporta göre değişecek. Vizeler, ülkeye giriş yaparken sınır kapılarında alınabilecek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Suriye arasında, yaklaşık 30 yıl sonra yeniden feribot seferleri 22 Eylül'de başlamıştı.

http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&HID=1&haberID=396172

4 Ekim 2007 Perşembe

Kıbrıs'ta tek taraflı adım yok

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kuzey Kıbrıs'a yönelik ambargolar kaldırılmadan Türk limanlarının Kıbrıs Rum kesimine açılmayacağını söyledi.Babacan, "Kimse bizden bu konuda tek taraflı adım beklemesin" dedi. Temaslarda bulunmak üzere ada'ya giden Babacan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Dışişleri Bakanı Turgay Avcı ve KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile bir araya geldi. Talat ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Babacan, Avrupa Birliği, Kuzey Kıbrıs'a verdiği sözleri tutana kadar Ankara'nın taviz vermeyeceğini söyledi. Babacan bazı ülkelerin yüksek sesle olmasa da bire bir görüşmelerde Türkiye'nin haklı olduğunu dile getirdiklerini belirtti.

http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&HID=1&haberID=395872

3 Ekim 2007 Çarşamba

John Ryan Kıbrıs’ta liderlerle görüştü

İngiltere’nin, Kıbrıs Özel Temsilcisi John Ryan, ilk kez gittiği Kıbrıs’ta liderlerle temaslarda bulundu.Talat ve Papadopulos’la görüşen Ryan, Rum kesiminde şubat ayında yapılacak başkanlık seçimlerinin ardından gözlerin yeniden Kıbrıs sorununa çevrileceği mesajını verdi. Ryan, çözüm için İngiltere’nin de çaba sarfetmeye hazır olduğunu söyledi. Ryan, iki lider arasında 8 temmuz 2006’da varılan anlaşmanın esnek bir çerçeveye sahip olduğunu ve bu anlaşmanın uygulamaya konması için taraflarda gerekli azmi gördüğünü söyledi.8 temmuz 2006 anlaşmasıyla, adada kapsamlı bir çözüm için müzakerelerin tekrar başlatılması hedefleniyordu.

http://www.ntv.com.tr/news/421862.asp 03.10.07 NTVMSNBC

Talat: Papadopulos yeni zemin peşinde

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Rum yönetimi lideri Papadopulos’un Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, bugüne dek yapılan tüm çalışmaları çöpe atarak, sil baştan yeni bir zemin yaratma hedefini ortaya koyduğunu söyledi.Talat, Rumların bu tavrının, Ada’nın bölünmesinin kalıcı duruma gelmesi anlamına geldiğini belirtti. “Rum yönetimi liderliğinin, aslında buna oynadığını” kaydeden Talat, “Ya bunu söylemekten endişe etmektedir, kendi halkının tepkisinden çekinmektedir, ya da bütün dünyayı geri zekalı, ahmak zannetmektedir” dedi. Talat, Ada’nın birleşmesini istediklerini ancak hiçbir şekilde haklarından feragat etme niyetinde olmadıklarını vurguladı. Talat, Papadopulos’un çözümü Ada’daki Türk askerinin çekilmesi olarak gördüğünü ifade etti.

http://www.ntv.com.tr/news/421761.asp 03.04.07 NTVMSNBC

1 Ekim 2007 Pazartesi

Hristofyas: Talat Türkleşiyor

2008 başkanlık seçimleri adayı, AKEL Genel Sekreteri ve Meclis Başkanı Hristofyas, NTV’nin sorularını yanıtladı. Başkan seçilirse 2 toplumlu federasyondan yana irade kullanacağını söyleyen Hristofyas, Talat’ın ‘Türkleştiğini’ ileri sürdü
LEFKOŞA - Rum lider Papadopulos, 2003 seçimlerinde, ülkenin en büyük partisi AKEL’in desteğiyle seçilmişti. ama AKEL, Şubat 2008’de yapılacak başkanlık seçimlerine bu kez kendi adayıyla, Parti Genel Sekreteri ve Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas’la katılıyor. Hristofyas, Annan Planı’na karşı da kampanya yürütmüştü. Hristofyas, aradan geçen 3 yılda Rumların uzlaşmaz tutumu nedeniyle Kıbrıslı Türklerin artık iki devletli çözümü tercih etmeye başlamalarını değerlendirdi. Ancak Hristofyas’a göre bunda Rumların uzlaşmazlığının değil, Kıbrıslı Türk liderlerle Ankara’nın açıklamaları etkili oldu.İki ayrı devletli çözümü isteyen Kıbrıslı Türklerin sayısı nasıl artmasın! Bakın yakın bir dönem içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı yasadışı bir şekilde adanın Kuzey kesimini ziyaret etti ve bu ziyaret Birleşmiş Milletler kararları gözetilmeksizn yapıldı. Bu ziyareti sırasında Sayın Gül, Ada’da iki halktan, iki dinden, iki ayrı devletten bahsetti. Diğer yandan dostum Talat, Sayın Turgay Avcı’yı sürekli olarak yurtdışına gönderiyor ve bu ziyaretlerde sürekli olarak Ada’da 2 devletin olduğu vurgulanıyor. Yani, 2 bölgeli, 2 toplumlu çözüm mesajı yerine, bu mesajlar veriliyor. Bakın kamuoyu üzerinde liderlerin etkisi vardı. Eğer birlikten yana mesajlar verirseniz kamuoyunu birlikten yana etkilersiniz. Bu verilen mesajlar birlikten yana olmaktan ziyade bölünmeden yana. Doğru mesajlar değil.Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos ile Rum Dışişleri Bakanı Markuili’nin Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili sözlerine de değinen Hristofyas, Ada’daki orduların çözümü güçleştirdiği görüşünde.Sert olan açıklamalar değil, 33 yıldır Türkiye’nin ordusunun bulunması. Sadece Kıbrıslı Rumların değil, Kıbrıslı Türklerin de insan haklarını ihlal eden bir olgudur. 33 yıldır ülkemde yabancı bir ülkenin askerleri, orduları var diye benim onları alkışlamamı mı beklerdiniz. Ya da 33 yıldır ben köyüme gidebilmiş, köyümü, evimi görebilmiş değilim. Doğduğum büyüdüğüm toprakları görebilmiş değilim. Bu koşullarda bu askeri gücü alkışlamamı mı beklerdiniz. ASKERLERİN VARLIĞI, SİYASİ KOŞULLARI ETKİLİYORMaalesef benim görüşüme göre, askerin ya da orduların mevcudiyeti, siyasi koşulları da etkiliyor. Eğer Ada’da Türk ordusunun mevcudiyeti olmasaydı, Uzunyol, Ledra Caddesi açılmış olmayacak mıydı. Ya da Yeşil Hat boyundaki askeri güçlerin birbirinden uzaklaştırılması sözkonusu olmayacak mıydı. Benim kanaatime göre bunlar gerçekleşecekti. İki toplumun da kendini güvende hissedeceği bir uluslararası barış gücünün Ada’da varolması üzerinde anlaşmaya varılabilir. Bugüne kadar dışarıdan Ada’ya yapılmış olan müdahalelerin Kıbrıslılarda güvenlik hissine yardımcı olmadıklarını gördük. İster Atina tarafından, Yunanistan tarafından yapılmış olan darbe olsun, ister Türkiye’nin ordusu aracılığıyla yaptığı müdahale olsun. Bunlar Kıbrıslıların güvenlik hissinin gelişmesine yardımcı olmadılar. Hristoftyas, Kıbrıs sorununun çözümünün büyük ölçüde Ankara’nın elinde olduğunu da düşünüyor.Kıbrıs sorununun çözümü için Talat yerine Ankara ile görüşmek gerektiğini söylemiyorum. Bu, Kıbrıs Türk liderliğiyle görüşmek istemiyorum gibi yorumlanabilir. Ama Ankara’nın rolünü kim inkar edebilir? Sadece Rumlar değil, bunu tek bir Kıbrıslı Türk bile inkar edemez. Farzedinki ben yarın Talat’la anlaşmaya varıyorum ve diyoruz ki ‘Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti askerlerden arındırılmış olacaktır’. Böyle bir anlaşmanın uygulamaya geçmesinin yolu Ankara’dan geçmeyecek mi? Ya da son 33 yılda Ada’ya yerleşen Türkiyelilerin geri dönmesi için Türkiye’nin onayı, izni gerekmeyecek mi? Sayın Papadopulos’a çatmak çoğunlukla kolay bir hedef. Kolaycı bir şekilde Papadopulos hedef alınıyor. Çünkü Sayın Papaopulos hakkında bir önyargı sözkonusu. İki toplum arasında çözüme varılması için evet biz oturup görüşeceğiz. Ama pek çok konuda alınacak olan kararlarda da Ankara’nın önemli rolü var. Dimitris Hristofyas, Rum kesiminin, Ankara’nın Avrupa Birliği sürecine en fazla destek veren ülkelerin başında geldiğini de savunuyor.Türkiye’nin AB sürecini bu kadar açık şekilde destekleyen az sayıda ülkeden biriyiz. Bunun Kıbrıs sorununun çözümüne faydaları olacağına inanıyoruz. Ancak Türkiye, AB üyesi bir ülkeyi yani Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımıyor. Buradan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Türkiye, yükümlülüklerini yerine getirerek bu süreci yürütebilir. Ankara ‘bu yoğurdu öyle yiyeyim ki üzeri bozulmasın’ istiyor. Bu mümkün değil. 2008’de yapılacak seçimin iddialı adaylarından olan Dimitris Hristofyas, seçilirse nasıl bir politika izleyeği hakkında da ipuçları verdi. Türk tarafının pozisyonunu değiştirmemesi halinde kendisinin de sert bir müzakereci olabileceğini söyleyen Hristofyas, Rum yönetiminin bugüne dek reddettiği uluslararası konferans önerisine de sıcak bakıyor.Sanıyorum şu anda bir taktik oyun oynanıyor ve bu durum şahsen benim hoşuma gitmiyor. 14 aylık bir gecikmeden sonra Sayın Talat ve Sayın Papadopulos bir araya geldiler. Ancak 8 Temmuz anlaşmasını hayata geçirmek yerine Sayın Talat yeni bir öneri sundu. Çözüm için sizin kafanızda bir tarih var mı diye sordunuz. Size eski başkanlardan Vasiliu’nun sözleriyle yanıt vereyim. “İleride değil, dün, çoktan çözüme varılması gerekirdi” Ana konularda hala ciddi anlaşmazlıklar var.FEDERASYON ÇÖZÜMÜ, RUMLARIN ÖNEMLİ BİR TAVİZİDİRBiz iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon tezini savunuyoruz ve şu gözardı edilmesin ki, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümü, Kıbrıs Rum toplumunun verdiği önemli bir tavizdir. Çözüm iki toplumun insan haklarını güvence altına almalıdır. İki toplum tarafından bir ortaklık oluşturtulacaktır. Bu ortaklık, iki toplumun siyasi eşitliğini, tıpkı Birleşmiş Milletler kararlarında ifade edildiği gibi, öngörecektir. Ama bu sayısaal eşitlik anlamına gelmemektedir. Bir bölgede Kıbrıs Türk toplumu diğer bölgede Kıbrıs Rum toplumu kendisini idare edecektir. Kıbrıslı Rumların idare ettiği bölgede Kıbrıslı Türkler yaşamak istiyorsa yaşayacaktır ya da Kıbrıs Rumlarından, Kıbrıslı Türklerin idare ettiği bölgede yaşamak isteyenler de olacaktır. Merkezi hükümette de iki toplumun yer alacaktır, eğer garantör bir güç kalacaksa, bu garantör güçlerin tek yanlı müdahale hakkının olmaması, Kıbrıs’ın askerlerden arındırılması gerektiğini savunuyoruz. Çözüm çerçevesinde göçmenlerin, evlerine köylerine, topraklarına geri dönebilmeleri hakkı olması gerektiğini belirtiyoruz. Ada’ya geçen 33 yıl zarfında dışarıdan gelmiş olan nüfusun büyük çoğunluğunun, çözümle birlikte Ada’dan gitmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bildiğiniz gibi Kıbrıs, Kıbrıslı Türklerle Rumların ortak vatanıdır. GEREKİRSE SERT BİR MÜZAKERECİ OLURUMŞimdi bütün bu gerçekliklerin ışığında yarın Sayın Mehmet Ali Talat’la görüşme olduğunda Sayın Talat, “Ada’nın gerçekleri var, Ada’da iki devlet var, bu taraftaki mallarını Kıbrıslı Rumlar unutsunlar, Ada’da varolan 150 bin - 180 bin Türkiyeli kalmaya devam edecek” derse, böyle bir durumda elbette ben de çok sert bir müzakereci olacağım. Bizim sorunumuz İngilizlerin, Yunanların ya da Türkiyelilerin lehine bir çözme ulaşmak değil. Biz Kıbrıslıların lehine olacak bir çözüm uğraşısı içindeyiz. Ayrıca Kıbrıs sorununun çözümü için uluslararası konferans düzenlenebilir. Taraflar BM çatısı altında oturup, uluslararası konferansta bu meseleyi konuşabilir.Hristofyas, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la da en kısa sürede görüşmek istediğini söyledi.Biz hiçbir zaman AKEL olarak, Talat’ın ikinci bir Denktaş olduğunu söylemedik. Bir Kıbrıslı Türk dostumun bana söylediğini aktaracağım. Ama bu yanlış anlaşılmasın, espri olarak söylüyorum. “Talat önceleri Kıbrıslıydı. Sonra Kıbrıslı Türk oldu. Şimdilerde ise Talat sadece Türk.” Sayın Talat’la eskiden yoldaşlar olarak çok kez bir araya geldik. Ülkesini seven iki dost olarak kısa süre içinde tekrar bir araya geleceğimizi umuyorum. Ama ben Kıbrıslı bir Mehmet Ali Talat’la buluşmak istiyorum.

http://www.ntv.com.tr/news/421518.asp